Suâl: Dinimizde avcılığın yeri nedir?
Cevap: Allahü teâlâ, insanlar için çeşitli hayvanlar yaratmıştır. Bıldırcın, tavşan, balık gibi hayvanların etinden, sansar, porsuk, tilki gibi hayvanların postundan, geyiklerin derisinden, tıpta ve ıtriyatta kullanılmak üzere misk ceylanlarının miskinden, deniz hayvanlarının incisinden, mercanından, f
ilin dişinden istifâde etmek için avlamak, kurt, domuz, yılan, fâre gibi hayvanları da zararlarını önlemek için, öldürmek câizdir. Avcılık yaparken başkalarının mahsûllerine zarar vermemelidir.Vahşi hayvanları avlamak, mubâh bir kazanç yolu ise de, ticaret, ziraat, san'at gibi diğer kazanç yolları bundan daha efdaldir. Sırf eğlence için avcılık hoş değildir. Kalbe sıkıntı verir, hayvanlara karşı şefkat duygularını köreltir, merhamet duygusunu azaltır.
Avcılık, tüfekle, tuzak kurmakla yapıldığı gibi, ta'lîm görmüş köpek, tazı, şahin, atmaca, doğan gibi hayvanlarla da yapılır. Ta'lîm görmemiş hayvanlarla avcılık yapılmaz. Yâni hayvan, avı kendisi için değil, sahibi için avlaması lâzımdır. Bir hayvanın ta'lîm görmüş olduğu, peşpeşe üç defa tuttuğu avı yemeden sahibine getirmesinden anlaşılır. Atmaca, şahin gibi tırnaklı kuşların ise, bırakıldıktan sonra, çağrıldığı vakit uçup gelmelerinden anlaşılır. Bir köpek avladığı hayvanı yese veya bir atmaca çağırıldığı hâlde gelmese, böyle hayvanların avladığı hayvan yenmez.
Avın Yenilmesi İçin
Bir avın yenebilmesi için şunlara riâyet lâzımdır:
1- Av, keklik, tavşan gibi eti yenen hayvan olmalıdır.
2- Avcı, müslüman veya ehl-i kitap olmalı ava silâh atarken veya ta'lîm görmüş hayvanı ava gönderirken Besmele çekmelidir! Besmele unutulursa mahzûru olmaz. Kasten terk edilirse avın eti yenmez. Kitapsız kâfirlerin, mürtedlerin kestiği, avladığı hayvanı yemek ise harâmdır.
3- Av, aldığı yaradan ölmelidir. Ölmeden ele geçirilirse besmeleyle kesilmesi lâzım olur.
4- Avcı, hemen koşup gitmeli, yara alan av hayvanını hemen boğazlamalıdır! Gidene kadar ölürse mahzûru olmaz, yâni eti yenir. Av, gözden kaybolduktan sonra başka uzak bir yerde ölü olarak bulunursa eti yenmez. Çünkü başka bir sebeple ölmesi mümkündür. Meselâ yüksekten düşüp ölebilir. Bir ağaca çarpıp ölebilir. İlk aldığı yara derin ise, kan akmışsa yenir.
5- Yara alan bir avı, ta'lîm görmüş başka birisine âit bir hayvan tutup öldürürse yenmez. Kendi hayvanı öldürmüş olmalıdır.
6- Ta'lîm görmüş bir köpek, tuttuğu avın etinden yerse, o avı yemek câiz olmaz. Fakat şahin gibi bir kuş yakaladığı avın etinden yerse mahzûru olmaz. Çağırılınca gelen avcı kuşun tuttuğu av yenir. Avını köpek dişi ile veya pençesi ile yakalıyan hayvanın eti yenmez.
7- Av tutanın olur. Bir kimse, bir avı vurup düşürdükten sonra, av kalkıp kaçarken, başkası yakalarsa, av yakalayanın olur.
8- Kara ve su kaplumbağası, yenmediği gibi, istiridye ve midye gibi deniz haşerâtı da yenmez.
9- Balık sûretinde olmıyan deniz hayvanları yenmez. Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta bulunan balık yenmez. Ağ ile, saçma ile, ilâç ile, sarsıntı ile, buz arasında sıkışarak ölen balık yenir.
10- Besmelesiz tutulan veya gayrı müslimlerin, kâfirlerin avladığı balıkları yemek helâldir. Fakat avladıkları diğer hayvanları yemek ise harâmdır.
Leşin Postu Temiz mi?
Hanefî mezhebinde, domuzdan başka her hayvan ölünce kılı, kemiği, siniri ve dişi temiz olur. Leşin derisi, necis olmayan madde ile dabağlanınca temiz olur. Necis madde ile dabağalanınca, üç kerre yıkayıp sıktıktan sonra temiz olur. Domuz ve yılan derisi hiçbir zaman temiz olmaz. Bunlarla yapılan cüzdan, kemer, çanta, elbise ile namaz kılmamalıdır! Domuz ve yılan hariç, eti yenmiyen hayvan, dine uygun kesilince veya avlanınca yalnız derisi temiz olur. Böyle öldürülmüş bir hayvanın postu üzerinde namaz kılmak câiz olur.
Şâfiî mezhebinde, karada yaşıyan hayvanların leşleri, necis olduğu gibi, bunların bütün parçaları, tüyleri, kılları, kemikleri, derileri ve bunlardan çıkan her şey necistir. Sadece ölmüş tavuktan çıkan yumurta temizdir. Domuz ve köpek hariç, eti yenmiyen hayvanların derileri dabağlanınca temiz olur. Şu halde, dabağlanmış aslan postu üzerinde namaz kılmak Hanefî mezhebinde câiz, Şafiî'de ise, câiz değildir. (Hidâye, Hindiyye, S.Ebediyye)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder