9/06/2010

SORALIM ÖĞRENELİM

SORALIM ÖĞRENELİM






Soru:
Dini açıdan kocamı boşama yetkim var mı?


Cevap:
Dini açıdan koca, boşama yetkisini kısmen veya tamamen eşine devredebilir. Bu durumda kocanın boşama yetkisi devam eder. Ama bu yetkiyi alan kadın da kendisini eşinden boşayabilir. Bu durumdaki kadının, kocasına "Kendimi senden boşadım" veya "Seni boşadım" sözü geçerli olur.


Soru:
Kırkı çıkmayan loğusa kadın, başka birinin çocuğunu ziyarete gidebilir mi?


Cevap:
Tabii ki gidebilir. Loğusa bir kadının dışarı çıkmasında veya çocuk ziyaretine gitmesinde herhangi bir sakınca yoktur.


Soru:
Bir insan "Şöyle yaparsam Allah’ımı inkár etmiş olayım" derse durumu nedir?


Cevap:
Bir defa böyle bir söz İslam terbiyesine aykırıdır. Bu tür bir söz yemin sayılır. Öncelikle bu sözü söyleyenin tövbe ve istiğfar etmesi gerekir. Daha sonra, sözü yerine getiremezse 10 fakire birer fitre miktarı (en az 8-10 TL) para vermesi veya üç gün üst üste oruç tutması gerekir.


Soru:
Ölen kişinin karnının üzerine bıçak koyulması nedendir? Bidat mi?


Cevap:
Bilindiği gibi ölen insanın karnı, bir müddet sonra sindirim sisteminde oluşan gazlar nedeniyle şişer. Bu nedenle de cesedin fazla şişmemesi için tedbir anlamında ölenin karnı üzerine bıçak veya metal bir alet konulması ádet haline gelmiştir.


Soru:
Cünüpken diş dolgusu yaptırılabilir mi?


Cevap:
Cünüpken diş dolgusu yaptırmakta herhangi bir sakınca yoktur.


Soru:
Cep telefonuna ezan ve Kuran-ı Kerim’i, çağrı uyarısı olarak koyuyoruz. Arandığımızda ezan okunuyor, bir sakıncası var mı?


Cevap:
Ezan ve Kuran-ı Kerim, belli şartlarda okunması ve dinlenmesi gereken kutsal ifadelerdir. Bu nedenle de cep telefonlarına çağrı müziği olarak kullanılması doğru değildir. Çünkü telefon her ortamda çağrı alabilir. Kuran-ı Kerim ve ezanın uygun olmayan ortamlarda duyulması sakıncalıdır. Kişi isterse Kuran-ı Kerim’i telefonuna kaydeder ve uygun şekilde dinler.


Soru:
Oturarak namaz kılabilir miyim?


Cevap:
Ayakta duramayan veya yerde rahatça oturamayıp rüku ve secdelerini normal şekilde yerine getiremeyen hasta veya engelliler, sandalye ve benzeri şeylere oturarak namaz kılabilirler. Namazlarını ima ile (rükuda ve secdede daha da eğilerek) kılarlar.


Soru:
Hz. Ádem’in çocuklarının evliliği nasıl olmuştur?


Cevap:
Hz. Havva her doğumda bir erkek ve bir kız olmak üzere ikiz doğururdu. Yirmi batında (doğumda) 40 çocuk dünyaya geldi. Yüce Allah birinci batında doğanı, ikinci batında doğanla evlendirmeye müsaade ederek böylece çaprazlama evlenmelerini meşru kıldı. Çoğalmak için bu gerekiyordu. Daha sonraki peygamberlerin döneminde bu hüküm kaldırılmıştır. Bilindiği gibi helal ve haram ölçüsünü yüce Allah belirler. Şu anda böyle bir evlilik meşru değildir.


Soru:
Bir cenaze için birden fazla namaz kılınır mı?


Cevap:
Cenaze namazı bir defa kılınarak farz yerine getirilmiş olur. Ancak cenaze namazında bulunmayan kişiler, daha sonra münferit olarak aynı cenaze için namaz kılabilirler. Peygamberimiz cenaze namazında hazır bulunmadığı Ümmü Sa’d için daha sonradan cenaze namazını kılmıştır. (Tirmizi, Cenáiz, 47)





Soru:
Cenaze namazının abdestsiz kılınabileceğini söyleyenler var. Siz ne düşünüyorsunuz?


Cevap:


Cenaze namazı da şartları itibarıyla diğer namazlar gibidir. Namazlarda aranan hadesten ve necasetten taharet (yani abdestli ve gusüllü olmak ile elbisenin temiz olması), kıbleye dönmek, avret bölgesinin kapalı olması ve niyet gibi farzlar cenaze namazında da farzdır. Bu nedenle cenaze namazı abdestsiz kılınmaz.




Soru:
Sadece farz namazlarını kılsam yeterli mi?


Cevap:


Namazların sadece farzını kılan kişi namazı eda etmiş olur. Ancak farzdan önce, öğle ve akşam namazlarının sünneti ile yatsının son sünneti güçlü sünnetlerdendir.


Soru:


Allah dostu kavramını açıklar mısınız?


Cevap:


Allah dostu kavramını, Allah'ın emir ve yasaklarını doğru bir şekilde öğrenip gerçek anlamda hayatına uygulayan Müslüman için kullanırız. Ayet bunu şöyle açıklar: "Bilesiniz ki Allah dostlarına (evliyalarına) korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar iman etmiş ve takvaya ermiş olanlardır." (Yunus, 62, 63)




Soru:
Peygamberimiz ve dostları için "Hazret" kelimesini kullanıyoruz. Bu ne demektir?


Cevap:
Hazret, bir övgü ifadesidir. Yüce Allah için, peygamberler ve büyük álimler için bu ifadeyi kullanmak uygun olur.




Soru:
Regl günlerinde hanımıma yaklaşamaz mıyım? Böyle bir şey olsa ne yapmam lazım.


Cevap
Muayyen günlerde cinsel ilişki günah sayılmıştır (Bakara, 222). Böyle bir hata yapan kişi tövbe ve istiğfar etmelidir. Ayrıca en az 5 gram değerinde sadaka dağıtılmalıdır.


Soru:


Teyze ve hala çocukları evlenebilir mi?


Cevap
Kuran-ı Kerim’de kimlerle evlenilmeyeceği açıklanır (Nisa 4/24). Ayetin devamında bunların dışında kalanlar helaldir denir. Kuzenler (hala, teyze, amca, dayı çocukları) de helal olanlarıdır. Ama evlenmeden önce gerekli tıbbi testlerin yapılması uygun olur. Bilindiği gibi Peygamberimiz, kızını amca çocuğu olan Hz. Ali’yle evlendirmiştir.


Soru:


Hz. Peygamberimiz ve Hz. Ali’nin resimleri yapılmış mıdır?


Cevap
Peygamberimizin veya herhangi bir sahabesinin resmi yapılmamıştır. Elimizde böyle bir resim yoktur. Hz. Ali’nin gerçek resmi yoktur. Hz. Ali’nin elde bulunan resmi, gönülden geçen çizgilerin káğıda yansıtılmış halidir.


Soru:


Kocamdan habersiz sadaka verebilir miyim?


Cevap
Hz. Peygamber’e gelen Hayr ismindeki bir kadın, sadaka için mücevher getirir. Peygamberimiz, eşinin haberi var mı anlamında kocası Kab’a sorar. O da haberim var deyince kabul eder. Ve fakirlere dağıtır (İbn Mac’e, Hibad 7). İslam álimleri, ufak tefek bağışlar hariç ciddi bir bağış-hayır konusunda eşin haberinin olması gerektiğini belirtmişlerdir. En güzeli bu konuyu eşinizle paylaşmanızdır.




Soru:


Bir kadın ölen eşini yıkayabilir mi?


Cevap
Bilindiği gibi kocası ölen kadın dört ay on gün boyunca iddet gün sayar. Bu süre içinde başka bir erkekle evlenemez. İşte bu olay ölen erkekle hanımı arasında bir bağın henüz devam ettiğini gösterir. Bu nedenle de kadın ölen kocasını yıkayabilir.




Soru:
Annem kendisine kefen satın aldı. Bu doğru mu?


Cevap:
Annenizin kefen satın almasında bir sakınca yoktur. Çünkü neticede bu kefene ihtiyaç olacaktır.




Soru:
Mezar yeri satın almak dinen sakıncalımıdır.


Cevap:
Mezar yeriyle ilgili bir problem varsa mezar için toprak satın alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak sırası gelen yeri satın almak yerine başkasının elinden güzel yeri satın almak suretiyle bir ayrımcılık yapmak haram olur. Bir de Hz. Ebubekir’in bir sözünü iletelim. Elinde kazma kendisine mezar hazırlamaya giden birine Hz. Ebubekir şöyle demişti: "Kendine mezar hazırlayacağına, kendini mezara hazırla."






Soru:
Bir kadın ölen eşini yıkayabilir mi?


Cevap
Bilindiği gibi kocası ölen kadın dört ay on gün boyunca iddet gün sayar. Bu süre içinde başka bir erkekle evlenemez. İşte bu olay ölen erkekle hanımı arasında bir bağın henüz devam ettiğini gösterir. Bu nedenle de kadın ölen kocasını yıkayabilir.


Soru:
Annem kendisine kefen satın aldı. Bu doğru mu?


Cevap
Annenizin kefen satın almasında bir sakınca yoktur. Çünkü neticede bu kefene ihtiyaç olacaktır.


Soru:
Mezar yeri satın almak dinen sakıncalımıdır.


Cevap
Mezar yeriyle ilgili bir problem varsa mezar için toprak satın alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak sırası gelen yeri satın almak yerine başkasının elinden güzel yeri satın almak suretiyle bir ayrımcılık yapmak haram olur. Bir de Hz. Ebubekir'in bir sözünü iletelim. Elinde kazma kendisine mezar hazırlamaya giden birine Hz. Ebubekir şöyle demişti: "Kendine mezar hazırlayacağına, kendini mezara hazırla."








Soru:
Cinlerden peygamber gelmiş midir?


Cevap:
Álimlerimizin çoğunluğuna göre cinlerden peygamber gelmemiştir. İnsanlardan gelen peygamberlere uymak cinler için de farzdı. Álimlerden sadece Kelbi ve Vahidi’nin ilettikleri bir rivayette şöyle denir: Hz. Ádem’den önce cinlere onlardan Yusuf isimli bir peygamber geldi ve cinler bu peygamberi öldürdüler. (Bedrüddin Şibli, Ahkamül Cán,54). Bu konuyla ilgili Enam Suresi’nin 130. Ayeti’ne bakılabilir.




Soru:
Cennette uyku var mıdır?


Cevap:
Kesin bir bilgi olmamakla beraber "Cennette ölüm ve uyku yoktur" (Keşfül hafa, 2/2868) şeklindeki rivayetten esinlenerek cennette uyku olmadığı söylenmiştir. Çünkü uyku, yorgunluk ve bir ihtiyaçtan dolayıdır. Cennette ise böyle bir ihtiyaç olmayacaktır.




Soru:
Kocam, annem ve babama uğramamı yasaklıyor. Buna hakkı var mı?


Cevap:
Eşinizin, baba ve annenize uğramanıza engel olma hakkı yoktur. Zira akrabalarla bağı kesmek yasaklanmıştır. Kuran, baba ve anneyi iyiliği emreder. Bu emre engel olmak büyük günahlardandır.




Soru:
Ölüler mezar başındaki sözlerimizi duyarlar mı?




Cevap:
Peygamberimiz, Bedir Savaşı’nda ölen müşriklerin başında durup, "Siz Rabb’inizin dediğinin doğruluğunu işte şimdi gördünüz" buyurdu. Sahabe, sizi duyuyorlar mı diye sorunca da şöyle cevap verdi: "Onlar, sizden daha az duyuyor değiller." Bundan dolayı álimler, ölülerin mezar başında konuşulanları duyduklarını söylerler. Sadece Hz. Ayşe bu rivayeti tartışır ve "Peygamberimiz kabirdekiler duyuyorlar demedi; biliyorlar dedi. Hadisi rivayet eden İbn Ömer yanlış duydu" der ve delil olarak Neml Suresi’nin 80. Ayeti’ni okur.



Cennet ve cehennem sonsuz mudur?


Kuran-ı Kerim cennet ehlinin cennette ebedi kalacağını belirtir. Cehenneme girenlerin bir kısmı da cehennemde ebedi kalacaklardır. Bazı insanlar -Müslümanlar- ise günahları kadar azap çektikten sonra cennete girebilecekler. Cehennemin sonsuz olmadığı konusundaki bazı düşünceler isabetli değildir. Bu konuda bazı sahabelere nispet edilen sözler ya yanlış anlaşılmış veya uydurulmuştur. Kuran-ı Kerim kalanların ebediliğinden (Orada ebedi kalacaklardır), mekânın ebediliğine işaret eder. Kaldı ki Peygamberimizin (sav) bu konuda birçok hadisi vardır.


Bazı sahabelerin hadis uydurdukları iddiaları var. Bu konudaki görüşünüz nedir?


Sahabe -Peygamberimizin arkadaşları- hakkında böyle bir iddia iftiradır, bühtandır. Aklı başında hiçbir Müslüman böyle bir iddiada bulunamaz. Bütün sahabenin Peygamberimizin (sav) sözlerini iletme konusunda adaletten ayrılmadıkları hadis metodolojisinde kabul edilen temel kriterlerden birisidir. Başta Ebu Hureyre (ra) olmak üzere hepsi İslam’a büyük hizmetlerde bulunmuş, büyük müminlerdir. Ancak hadis diye nakledilen sözler arasında sahabenin peygamberimizden nakletmediği rivayetler vardır. Bu konularda yazılmış eserler zaten mevcuttur.


Allah her günaha azap eder mi?


Mutezile âlimlerine göre Allah her günaha azap etmek zorundadır. Ehl-i Sünnet âlimlerine göre ise böyle bir mecburiyet yoktur. Allah dilerse her günahı bağışlar.


Hülle nikâhı var mıdır?


Hüllecilik İslam’a atılmış en büyük iftiralardan birisidir. Böyle bir anlayışı İslam şiddetle reddeder. İslam doğru bir evliliğin şartlarını, kriterlerini açıkça ortaya koymuştur. Boşanma sonunda takip edilecek yöntemler de belirtilmiştir. Bu tanımda hülle denilen uygulamaya yer yoktur.


40 gün namaz kılanın günahı bağışlanır mı?




Böyle bir hadis yoktur. Ancak 40 gün boyunca cemaatle namaz kılana kırk günün sonunda iki beraat verilir. Bunlardan birincisi ateşten korunma, ikincisi de münafıklıktan korunma beraatıdır. Bu da teşvik anlamında bir hadistir. Yoksa 40 vakit cemaatle namaz kılan kişi daha sonra kılmasa da olur veya bütün günahlarından arınmıştır anlamına gelmez.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...