8/09/2010

Ahirete İman



AHİRETE IMAN
Imanımızın beşinci şartı da öldükten sonra dirilmeye inanmaktır.
Allah önce insanları yoktan varetmiş, sonra onlara hayat verip yaşatmış ve bir gün de öldürmüştür. Bütün canlılar öleceklerdir. Fakat iş ölümle bitmeyecek, bir ikinci ve ebedi hayat, ahiret hayatı başlayacaktır. Buna "vel ba'su badel mevt" yani öldükten sonra dirilmek denir. Ahiret hayatında herkes önce hesaba şekilecek, dünyada iken iyi ve hayırlı işler yapıp tertemiz yaşayanlar Cennete, kötü ve çirkin işler yapıp Allah'ı inkar edenler Cehenneme gireceklerdir. Öldükten sonra dirilmeye inanmayan insan müslaman değildir.
Biz ahirete bütün gönlümüzle iman ediyor ve öbür dünya için çalışıyoruz. Bu dünya gelip geçici ama ahiret hayatı ebedidir.




AHİRETE İMANIN FAYDALARI


Ahirete imanın sayılamayacak kadar çok faydaları vardır. Öldükten sonra dirileceğine ve yaptıklarından hesaba çekileceğine inanan bir insanın kötülük yapması, başkalarının hakkına ve hukukuna tecavüz etmesi mümkün değildir. Bu iman bizi ebedi hayat olan ahirete hazırlar. Allah'dan korkuyu, cehennem azabını ve cennetin nimetlerini hatırla
tır.
Ahirete imanla, dünyada çektiğimiz ve çekeceğimiz her türlü sıkıntıya karşı kendimizi kuvvetli hisseder, uğradığımız haksızlıklar sebebiyle sonu gelmez üzüntülere düşmez ve ahirette hakkımızı mutlaka alacağımıza inanırız. Ahirete inanmayan bir kimse ise böyle bir teselli bulamayacağı için dünyasını da harab eder.


KABİR HAYATI
İnsanların öldükten sonra, tekrar diriltilecekleri güne kadar yaşadıkları hayata kabir hayatı adı verilir. Bu hayatın hak ve gerçek olduğuna, bu süre içinde karşılaşacağımız bütün durumlara inanır ve iman ederiz. Kabir azabının varlığını tasdik ederiz. Orada Münker ve Nekir isimli sorgu meleklerinin bizi hesaba çekeceğine inanırız. Bu melekler bize "Rabbin kim, Peygamberin kim, dinin ne, kıblen neresi?" gibi çeşitli sorular sorarlar. Bu soruları doğru cevaplandıranlar için kabir cennet bahçelerinden bir bahçe haline gelecek, cevaplandıramayanlar için de cehennem çukurları haline dönüşecektir.
Sevgili Peygamberimiz kabir hayatı ile ilgili bilgiler vermiş, bir defasında idrardan sakınmamanın kabir azabına sebep olacağı açıklanmıştır. Öldüğünde, herhangi bir sebeple mezara gömülmeyenler için de kabir hayatı ve meleklerin soruları vardır. Bu sorular buluğ çağına erişmemiş çocuklara ve delilere ve bütün İslami meseleleri ümmetlerine öğretmiş olan Peygamberlere sorulmayacaktır.
Kabir hayatında karşılaşacağımız olayların nasıl meydana gelecegini şüphesizki en iyi Allah bilir. Biz sadece Resulullah'ın bildirdikleri kadarını bilir ve kabir hayatının hak olduğunu kabul ederiz.
"Ölü, idrak edemez. Dolayısıyla azap mümkün değildir" sözü çok yanlış, hatta küfürdür. Zira, cansız kabul edilen maddelere, bu azabı hissederek bir canlılık vermesi Allah'ın kudreti yanında, hiç mesabesinde bir iştir.


KIYAMET
Dünya hayatının sona ermesi demek olan kıyamet İsrafil aleyhisselamın Suruna üfürmesiyle başlayacak, o zaman bütün canlılar öldürülecek ve ahiret hayatı dediğimiz ebedi hayat başlayacaktır. Ahirete iman, İslam itikadının esaslarındandır.
Kıyametin büyük ve küçük alametleri vardır. Bunlar hakkında bize bildirilen bütün bilgilere tereddütsüz iman ederiz. Onların her biri vakti gelince ortaya çıkarılacaktır.
Kıyametin küçük alametleri çoktur. Saygısızlığın yaygımlaşması, hak ve hukukun kaybedilmesi, günahların çoğalması, ailevi münasebetlerin yıkılması gibi bir çok şey kıyametin alametlerinden sayılır.


KIYAMETİN BÜYÜK ALAMETLERİ
1- Bir Dumanın çıkması (Kıyamet kopmadan kısa bir süre önce bütün dünyayı bir duman kaplayacak, bu sebeple müminler nezleye tutulmuş gibi, kafirler ise sarhoş gibi olacaklardır.)


2- Dab'betül Arz‘ ın çıkması (Dab'betül Arz; yerden çıkıp, insanlarla konuşan, onlara Allah'ın ayetlerine inanmadığını söyleyen bir hayvandır. (Bunun çıkışı kıyametin büyük alametlerindendir.)


3- Deccal ın çıkması (Deccal adında bir şahis çıkıp Tanrılık davasında bulunacaktır. Peygamberimiz: "Adem (A.S.)'m yaratıldığı zamandan itibaren, kıyamete kadar Deccal'ın şerrinden daha büyük bir fitne olmamıştır." buyurmuştur.) (Müslim)


4- Ye'cüc ile Me'cücün çıkması (Ye'cüc ve Mecüc isimli iki kabile türeyip insanları doğru yoldan saptırmaya çalışacaktır.)


5- Güneşin Batı Taraftan Doğması (Kıyamet kopmadan önce, kısa bir süre için güneş batı tarafından doğacaktır.)


6- Hz. İsa'nın Gökten İnmesi (Kıyamet kopmadan önce Hz.İsa yeryüzüne inecek ve Peygamberimizin şeriatı ile amel edip, insanları doğru yola çağıracaktır.)


AHİRET HAYATIYLA İLGİLİ DİĞER KONULAR
a) Mizan
İnsanlar dünya hayatında iyi veya kötü işler yaparlar. Bütün bu ameller kıyamet gününde mizan adı verilen bir terazide tartılacak, herkese yaptıkları gösterilecektir. Mizan, ilahi bir terazidir. Hiç kimseye, hiç bir şekilde haksızlık yapılmaz. Bu tartıda yanlış bir değerlendirme, eksik veya fazla ölçme yoktur. Mizan ilahi adaleti gösterir.


b) Kevser Havuzu
Ahiret Günü sevgili Peygamberimizin Haşr Meydanında bir Havzı vardır ki buna Havz-ı Kevser denilir. Kur'an-da (Habibim) biz sana hakikaten Kevseri verdik." buyurulmuştur.
Bu havuz diger peygamberlerinkinden büyük ve muhteşemdir. Müminler ondan istifade eder, suyundan içerler. Resulullah: "benim havzım bir açık yoldur. O'nun suyu, sütten daha beyazdır. O'nun kokusu, miskten daha güzeldir. Bardakları, semanın yıldızları gibidir. Ondan içen kimse artık ebediyyen susamaz." buyurmuştur. (Buhari)
Havz-ı Kevserin başında Peygamberimiz ve salih müminlerden bazı kimseler bulunurlar. Peygamberimizin sünnetini terk eden, bid'at ve nifak çıkaran kişilerin bu havz'dan su içmelerine melekler mani olurlar.
Havz-i Kevserin varlığına inanmak müslümanlar için bir mecburiyettir.


c) Sırat Köprüsü
Ahiret günü cehennem üzerine kurulacak olan köprüdür. Buna inanmak imanın bir gereğidir. Sırat, haktır. Lügatta "yol" manasına gelen sırat ahirette insanların elle tutabilecekleri, gözleriyle görebilecekleri bir haldedir. Herkes oradan amellerine göre hızlı veya yavaş geçecektir. Yüce Allah "Sizden her biriniz oraya muhakkak uğrayacaksınız." buyurmuştur. Peygamberimiz de:
"Müminler sıratı göz açıp yumuncaya kadar (kısa bir zamanda) şimşek gibi, rüzgar gibi, ata veya (diger) binitlere binmiş gibi geçerler." (Buhari) buyurmuştur.
Sırat Köprüsü'nün tam keyfiyeti bizce malum degildir. Kafirler ve münafıklar onu geçmek isterlerken cehenneme yuvarlanırlar.
Sırattan ilk olarak peygamberimiz Hz. Muhammed, diger peygamberler ve öbür mü'minler geçerler. Bu yolun öbür tarafında cennet vardır. Sıratı kolaylıkla geçmek için dünyada iken iyi işler, salih ameller yapmak gerekmektedir.


d) Günahkar müminlerin durumu
Bizim itikadımıza göre büyük günahları işleyen bazı müslümanlar dinden çıkmış sayılmazlar. Mesela adam öldüren, içki içen, yahut anne ve babasına isyan eden kimse müslümanlıktan çıkmaz. Fakat bunların haram olduğunu kabul etmeyip de "içki içmek helaldir, yahut içki içmekte ne var, ben içerim" diyen insan bu tür bir inancından dolayı kafir olur.
İçki içmenin yahut adam öldürmenin büyük bir günah olduğunu bildigi halde, onları helal kabul etmeden bu günahları işleyen müslamanlar cehennemde bunun azabını görür, cezaları bittikten sonra da oradan çıkartılarak cennete girdirilirler.


e) Allah'ın affetmediği günah
Yüce Rabbimizin asla affetmediği bazı günahlar vardır. Bunlardan birisi Allah'a eş koşmaktır. Allah'a eş koşan, yahut O'na inanmayan bir insan ebedi olarak cehennemde kalır. Kullarının işledigi diğer günahları Allah dilerse affeder, bağışlar. İnsan işlediği günahından sonra hemen tövbe eder ve bir daha o suçu işlemezse Allah onun tövbesini kabul eder ve bundan çok memnun olur.




AHİRETE İMAN
    Evrende her şeyin bir başlangıcı ve birde sonu vardır. Başlangıcı ve sonu olmayan tek varlık yüce Allah'tır. Dünyanın da bir gün sonu gelecektir.
    Dünyanın sonu gelince yüce Allah'ın emri ile bir büyük melek olan İsrafil Sûru üfürecektir. Bu üfürüşle evrenin düzeni bozulacak, yepyeni bir düzen kurulacak, bütün canlılar ölecektir.
    İsrafil'in Sûr'u ikinci üfürüşü ile bütün canlılar tekrar dirilecektir. İnsanlar kabirlerinden kalkıp mahşer yerinde toplanacaktır. Buna "ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME" denir. İşte bu yeniden diriliş ile başlayan ve sonsuza kadar sürüp gidecek olan zamana "AHİRET" denir. Hesap, sual, mîzan, sırat, cennet, cehennem, rahmet, şefaat, ahiret gününde, mahşer yerinde karşılaşacağımız olaylardır.
    MAHŞER: Ahiret günü insanların ilk toplantı yeridir. Mahşer yerinde toplanan insanların bir kısmı iyi işleri sebebiyle rahat edecek, bir kısmı da dünyadaki kusurlu davranışları nedeniyle sıkıntı içinde olacaktır. Mahşer yerinde mü'minler sevinecek, kafirler içinde bulundukları sıkıntılı durum sebebiyle "keşke toprak olsaydık" diyeceklerdir.
    AMEL DEFTERİ: Mahşer yerinde toplanan insanlara dünyada iken yaptıkları iyi-kötü işlerin yazılı olduğu amel defterleri verilecektir. Bu yazıların ve defterlerin niteliği bizce bilinme

yen gerçeklerdir. Bu defterler Cennetlik olanlara sağ tarafından, cehennemlik olanlara sol taraflarından verilecektir.
    HESAP VE MÎZAN: İnsanlar mahşer yerinde uzun süre kalacak, kişi orada ömrünü ne yolda tükettiğinden, vücudunu nerede yıprattığından, malını nerede kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile nasıl amel ettiğinden hesaba çekilecektir. Kim zerre kadar hayır işlemişse onu, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görecektir. İyilikler ve kötülükler, ilahî adalet ölçüleri ile, amelleri tartan bir tartı ile tartılacaktır. İyiliği ağır basanlar kurtulacak, kötülükleri ağır basanlar perişan olacaklardır.
    SIRAT, CENNET VE CEHENNEM: Sırat, cehennem üzerine kurulmuş manevi bir köprüdür. Dünyadaki işleri yüce Allah'ı hoşnut edenler, bu köprüden kolaylıkla geçecek, cennete gireceklerdir. Allah'ın hoşnutluğunu kazanamayanlar cehenneme düşecektir.
    Cennet mükafat yeridir. Cennete giren, orada istediği her türlü nimet ve lezzete kavuşacaktır. Mü'minler cennette Allah'a kavuşacak ve sürekli olarak orada kalacaklardır.
    Cehennem ise; azab yeridir. Yüce Allah'ı tanımayanlar cehennemde sürekli olarak cezalandırılacaklardır. Günahkar müslümanlar da günahları oranında cehennemde kaldıktan sonra cennet nimetlerine kavuşacaklardır.
    RAHMET VE ŞEFAAT: Yüce Allah'ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Allah, ahirette de mü'minlere rahmet edecektir. Peygamberler, Allah'ın sevgili kulları, şehitler, alimler ve özellikle bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) insanlara Allah'ın izin vermesi üzerine şefaat edeceklerdir. Şefaat haktır. Şefaati kabul etmeyenler; şefaatten, özellikle Peygamberimizin şefaatından yararlanamayacaklardır.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...