6/27/2010

Erzincanlı kızın mektubu

Erzincanlı kızın mektubu

Erzincanlı kız, sinsi bir İslâm düşmanıdır. Mektubunda, hem Allaha ve İslâma inandığını söylüyor, hem de İslâmiyetin peygamberi Muhammed aleyhisselâma, çok evlendiği için çirkin iftirâlar ediyor.

Müslümanım dediği hâlde, bir misyoner gibi İslâm dışı inanç ve ideolojileri tavsiye ediyor. İslâmiyetin ilme önem vermediğini, Kur'ânın değiştirildiğini, dinin emrine uymıyan, namaz kılmıyan ve zina e
den kimsenin de kalbinin temiz olacağını, nâmûs mefhumunu kafada aramak gerektiğini, dinin emîrleri o günkü pis olan Arablara mahsûs olduğunu, müslümanların Cennet sözüyle avutulduğunu, Cennet diye bir yerin olmadığını, Erzincan'ın Cennet olduğunu bildiriyor.

Cevap: Eğer Allaha inanıyorsa, Allahın gönderdiği peygambere iftirâ etmez. Allaha inanırım demesi, sadece arkadaşı ile olan irtibatının kesilmemesi ve onu kandırmak isteyişindendir.

Müslümanların bilmesi, öğrenmesi lâzım olan ilimlere İslâmî ilimler denir. İslâmî ilimler, Aklî ilimler ve Naklî ilimler olmak üzere ikiye ayrılır.

Aklî ilimler, matematik, mantık ve tecrübî ilimlerdir. Bunlara Fen bilgileri de denir. Fen bilgileri din bilgilerinden ayrı değildir. Aklî ilimlerin öğrenilmeleri farz-ı kifâyedir. İslâmiyetin ilme önem vermediğini söylemek iftirâdır. Arabların veya başka müslümanların hatâlarını İslâmiyete yüklemek ise insafsızlık olur. Bir müslüman, hırsızlık etse, müslümanlık hırsızlığı hoş görüyor denebilir mi?

Naklî ilimler, aklın ve dimağ gücünün dışında ve üstündedir. Kelâm, tasavvuf, fıkıh gibi ilimlere naklî ilimler veya din bilgileri denir.

Bir insan, her türlü kötülüğü yaptıktan sonra, kalbim temizdir, diyemez. Bir insanın iyi veya kötü olması yaptıklarına göre değişir. Bir insan eğer hiç kimseye zararı dokunmuyorsa, elinden geldiği kadar herkese faydalı olmaya çalışıyorsa, Allahın emîrlerine uyup yasakladıklarından kaçıyorsa o insan hem iyi niyetli hem de temiz kalblidir. Fakat her kötülüğü yapıyorsa, Allahın emîrlerini yapmayıp yasaklarından kaçmıyorsa; ne kadar niyetim iyi, kalbim temiz, sen kalbe bak, dese de ona inanılmaz ve iyi biri olduğu aslâ söylenmez. Çünkü Hadîka isimli kıymetli kitapta buyuruluyor ki:

Harâm işliyenlerin, sen kalbime bak, kalbim temiz demeleri yanlıştır. Müslümanları aldatmaktır. Ancak dinin emîr ve yasaklarına uyanın kalbi temiz olur.

Arab veya başka ırk değil, ancak mü'minler kardeştir. (Hücurât 10)

İslâmda ırk üstünlüğü yoktur. Dine en iyi şekilde uyan daha üstündür. (Hücurât 13)

Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:

(Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın aceme, acemin araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak takvâ bakımından biri diğerinden üstün olur.) [İbni Neccâr]

[Acem, Arab olmıyan demektir. Takvâ, Allahın emîr ve yasaklarına riâyet etmektir.]

(Acemlerden, îmân edip nesebinize katılanlar olacaktır.) [Hâkim]

(Takvâ hâli hâriç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur.) [Taberânî]

(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir.) [İbni Lâl]

(Irkçılık yapan veya ırkçılık uğrunda ölen bizden değildir.) [Ebû Dâvüd]

Peygamber efendimiz Arab olduğu için -hâşâ- kötü, çirkin değildir. Arab, lügâtta, güzel demektir. Zencileri veya Mısırlı fellahları Arab sanmak yanlıştır. Arablar beyaz, buğday benizli olur. Bilhâssa Peygamber efendimizin sülâlesi beyaz ve çok güzel idi. Dedelerinden Hz. İbrâhim da Basralı olup beyaz idi. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Her asırdaki insanların en iyilerinden dünyaya getirildim.) [Buhârî]

(Allahü teâlâ, İsmâil peygamberin sülâlesinden Kureyş'i seçti. Kureyş'ten de, Benî Hâşim'i seçti. Onlardan da, beni süzüp seçti.) [Müslim]

(Allahü teâlâ, İnsanlar içinden seçtiklerini Arabistan'da yerleştirdi. Bu seçilmişlerden de, beni seçti. O hâlde, Arabistan'da bana bağlı olanları seven, benim için sever. Onlara düşmanlık eden, bana düşmanlık etmiş olur.) [Taberânî] Yarın: Cennetin Vasıfları

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...