4/30/2010

Tasavvuf sarhoşluğu

Tasavvuf sarhoşluğu


Vecd ve hâl sahipleri, tasavvuf sarhoşluğu ile şuurlarını kaybettikleri zaman, sözlerinde ve işlerinde mazur olurlar. Tasavvuf sarhoşlarının dine uymıyan sözlerine ve işlerine, başkalarının uymaları caiz değildir. Kendileri günaha girmezlerse de, bunlara uyanlar günaha girer. (Merec-ül-bahreyn)


İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâyı istemek ve sevmek, ahıreti istemek ve sevmektir. Çünkü Allahü teâlâya kavuşmak, ahırette vâd edilmiştir ve Allahü teâlânın kulundan rızası, ahırette belli olacaktır. Hak teâlâ, ahıreti sever. Beğenilenden yüz çevirmek, sekrdir. Allahü teâlânın davet etmesine ve beğenmesine karşı gelmektir. Yunüs suresinin 25. ayetinde (Allahü teâlâ, Dar-üs-selama [cennete] çağırıyor) buyurmaktadır. Allahü teâlâ, ahırete çağırmaktadır. Ahıretten yüz çevirmek, Hak teâlâya karşı gelmek olur. Onun beğendiği şeyi ortadan kaldırmaya uğraşmak olur.


Cennetin ağaçları, nehirleri dünyada olanlara hiç benzemez. Bunlarla hiçbir ilgileri yoktur. Hatta, bunların zıttı, tersidir. Cennetin ağaçları, nehirleri ve orada olan herşey, dünyadaki ibâdetlerin, iyiliklerin sonuçları, meyveleridir.


Peygamber efendimiz buyurdu ki, (Cennette ağaç yoktur. Oraya çok ağaç dikiniz!) Oraya ağacı nasıl dikelim dediklerinde, (Tesbih, tahmid, temcid ve tehlil okuyarak) buyurdu. Yani (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) diyerek Cennete ağaç dikiniz, buyurdu.


Cennette bulunan herşey, dünyadaki ibâdetlerin, iyi işlerin neticeleridir. Allahü teâlânın kemallerinden herhangi biri, bu dünyada, iyi sözlerde ve iyi işlerde yerleştirilmiş olduğu gibi, bu kemalat, Cennette, lezzetler, nimetler perdesi altında meydana çıkar. Bunun içindir ki, oradaki lezzetleri, nimetleri Allahü teâlâ beğenir. Bunları tatmak, Cennette sonsuz kalmaya ve Allahü teâlâya kavuşmaya sebeb olur. [Müjdeci Mektublar 302]


Büyükler, Cenneti, Allahü teâlânın razı olduğu yer olduğundan ve Cenneti istiyenleri sevdiği için, isterle
r. Cehennemden sakınmaları da, Allahü teâlânın gazab ettiği yer olduğu içindir. Yoksa, Cenneti istemeleri, nefislerine tatlı geldiği için değildir. Cehennemden kaçınmaları, orada azab ve sıkıntı olduğu için değildir. Çünkü bu büyükler, sevgilinin yaptığı herşeyi güzel görür. Bunları kendilerinin, matlubu, maksadı bilirler.






Yunus Emre aynı şiirinde diyor ki:






Aşkın ile yanıyorum, bana seni gerek seni.


Adını hep anıyorum, bana seni gerek seni.






Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim


Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni.






Aşkın âşığı öldürür, aşk denizine daldırır


Arananı buldurur, bana seni gerek seni.






Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem,


Sensin benim hep endişem, bana seni gerek seni.






Aşıklara Mevla gerek, Mecnunlara Leyla gerek,


Sofulara cennet gerek, bana seni gerek seni.






Eğer beni öldürseler, külüm göğe savursalar,


Toprağım yine çağıra bana seni gerek seni.






Yunus Emre benim adım, gün geçtikçe artar odum


İki cihanda maksudum bana seni gerek seni.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...