İyiliklerin kaynağı Resulullah Efendimizdir
Bütün nimetlerin, iyiliklerin, huzurun kaynağı, Resulullah efendimizdir. Allahü teâlânın merhameti, ihsânı, nîmetleri, o kadar çoktur ki, sonsuzdur. Kullarına çok acıdığı için, onların dünyada rahat, huzur içinde, kardeşce yaşamaları, âhirette de, sonsuz Saadete, bitmez, tükenmez nîmetlere kavuşmaları için, yapılması lâzım olan iyilikleri ve sakınılması lâzım olan kötülükleri, Peygamberi Muhammed aleyhisselama bildirmiştir. Onu vasa yapmıştır.
Dinli olsun, dinsiz olsun, inansın inanmasın, herhangi bir kimse, bilerek veya bilmeyerek, bildirilen bu emir ve yasaklara uyduğu kadar, dünyada rahat ve huzur içinde yaşar. Bu, faydalı bir ilâcı kullanan herkesin, derdden, sıkıntıdan kurtulması gibidir.
Şimdi, dinle ilgisi olmayan bazı milletlerin birçok işlerinde, muvaffak olmaları, rahat, huzur içinde yaşamaları, inanmadıkları, bilmedikleri hâlde, İslamiyete uygun olarak çalıştıkları içindir. Müslüman olduklarını söyliyen, âdet olarak ibâdetleri yapan, çok kimselerin ise, sefâlet, sıkıntılar içinde yaşamalarının sebebi de, Peygamberimizin gösterdiği ahkâma ve güzel ahlâka uymadıkları içindir. Sadece dünyada değil ahırette de sonsuz saadete kavuşabilmek için , önce iman etmek, inanmak ve bilerek, niyet ederek uymak lâzımdır.
İslâm dînini bilmedikleri için, ona karşı olanlar, asırlar boyunca yaptıkları kanlı ve acı tecrübelerle anladılar ki, îmanını yıkmadıkça, müslüman milleti yıkmaya, imkân yoktur. Bunun için genç nesilleri, bilgisiz, dinsiz bırakarak, onları mânevi cebheden vurmağı hedef edindiler.
Osmanlıların son zamanlarında, kötülükleri hüner şeklinde, îmansızlığı moda şeklinde gösterdiler. Dîni, îmanı olanlara softa, gerici denildi. Kendilerinde bulunan ahlâksızlıkları müslümanlara, islâm büyüklerine atıf ve isnâd ederek, o temiz insanları kötülemeye, evlatları babalarından soğutmaya uğraştılar.
Tarihimize de dil uzatıp, parlak ve şerefli sayfalarını karartmaya, temiz yazılarını lekelemeye, olayları ve vesikaları değiştirmeye kalkıştılar. Böylece, gençleri dinden, îmandan ayırmaya, islâmiyeti ve müslümanları yok etmeye çalıştılar.
Ecdadımızın sevgisini genç kalblere yerleştiren mukaddes bağları çözmek, gençliği dedelerinin kemâlâtından, ululuğundan mahrum ve habersiz bırakmak için, kalblere, ruhlara ve vicdânlara hücûm ettiler. İslâmiyetten uzaklaştıkca, Resûlullahın yolundan ayrıldıkca, ahlâk bozuldu. Ecdadımızın başarılarını gösteremez olduk. Başarısızlıklar, gerilemeye, gerilemeler de Osmanlıyı yıkıma götürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder